Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı'dan müjdeli haber geldi. Avrupa Komisyonu'nun 21 Mart 2013 tarihli kararıyla ilk etapta, Natura Gıda (Ülker Golf), Tat Konserve (SEK Süt), Aynes Gıda, Pınar Süt, Ak Gıda (Ülker İçim) ve Unilever Türkiye'nin (Algida), 3 Nisan tarihi itibarıyla Avrupa Birliği'ne süt ve süt ürünleri ihracatı yapabilecekleri açıklandı.
Bu sonuç, ülkemizin hayvan sağlığı ve hayvansal ürün kalitesinin AB standardına ulaştığının en açık göstergesidir. Yukarıda sıraladığım 6 işletmeyi, sektördeki diğer işletmelerin de takip edeceklerine, AB gerekliliklerini yerine getiren modern hayvancılık işletmeleri arttıkça ihracat hacminin büyüyeceğine inancım tam. Eker, AB pazarının açık olduğunu işaret ederek, süt ve süt ürünleri ihracatının iç piyasada özellikle mevsimsel olarak karşı karşıya kalınan daralmanın önünü açmada bir avantaj sağlayacağını belirtti. Böylece üreticinin süt fiyatları düştü baskısını çok daha az hissedeceğini düşünüyorum.
ASÜD Kurucu Başkanı ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker'in vurguladığı üzere, "bugün tarihi bir gündür ve bu proje inancın ve azmin zaferidir". Ulaştığımız sonuç, Bakanlık, sanayi ve üretici üçgeninin gerçekleştirdiği olağanüstü çabaların bir ürünüdür. Bakanlığın çıkarttığı AB uyumlu mevzuatlar ile hayvancılık ve hayvansal ürün işletmelerinde etkin bir denetim sistemi oluşturması, bunun yanında ASÜD'ün Brüksel nezdindeki başarılı girişimleri ve lobi faaliyetleri bize AB'ye ihracatın kapılarını açmıştır.
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) verilerine göre, ülkemiz dünyanın en büyük onuncu süt üreticisi olup 2011 yılında süt üretimimiz 15 milyon tona ulaşmıştır. Zaten 227 milyon dolar civarında ihracat yaptığımız Irak, Suudi Arabistan, Pakistan, Kuveyt, KKTC, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ilaveten AB kapılarının açılması, süt ve süt ürünleri ihracatımızın artması demek olup, iç piyasada dönem dönem yaşanan daralmanın da azalması demektir. Bu gelişme ile ayrıca başta süt ve süt ürünlerimiz olmak üzere diğer hayvansal ürünler ihracatımızda da büyük artışa sebep olacaktır.
Bu müjdeli haberden İzmir’imize de bir pay çıkarmak isterim. İlk etaptaki altı işletmeden bir tanesi de İzmir firmasıdır. İzmir, Türkiye’de üretimin %10’unu sağlıyor, o sebeple süt sektörünün merkezi sayılır. Tire bölgesinde yapılan yeni ve büyük ölçekte süt işletmeciliği yatırımları da gelecekte bu oranın daha da artacağının kanıtıdır. İlk defa pilot il olarak başlatılan “Soğuk Zincir Taşıma Sistemi” uygulaması ile kalite ve verimlilikte de İzmir başı çekmektedir. Bu bilgiler de şu sonucu doğurur ki; AB standartlarında üretim yaparak ihracat kapılarını aralayacak yeni işletmeler İzmir’den çıkmalıdır ve güzel kentimizin ihracat potansiyeli artmalıdır.
Parantez içinde belirtelim; ilki de İzmir’de gerçekleşen Ulusal Süt Zirvesi, ikinci kez 20-21 Mayıs’ta İzmirde gerçekleştirilecektir. Bu tarihlerde taşın altına elimizi koyalım ve İzmir’de ihracatı artırmayı hep beraber tartışalım…
Sonuç olarak ana konumuza dönmek gerekirse, ülkemizi dünyanın en önemli süt ve süt ürünleri ihracatçılarından biri konumuna taşıyacak bu zaferin mimarlarına ve katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler…